29 Haziran 2011 Çarşamba

HTML5 kullanımı

Şu anda kullanılmakta olan HTML 4.1 sürümü, kullanıcıların beklentileri karşılamak için belli eklentilere gerek duymaktadır. Mesela HTML5 ile tarih, saat, e-mail gibi veri alanları için artık javascript kodu yazmak ya da jquery kullanmak zorunda değiliz.

HTML5 ile kodlamaya başlamadan önce kullandığımız platformda bazı eklentileri yüklememiz gerekiyor. Bunun için size Adobe dreamweawer ve MS Visual Studio 2010 programlarından bahsedeceğim. Adobe dreamweawer CS5 programını bilgisayarımıza yükledikten sonra adobe web sitesinden indreceğiniz (http://labs.adobe.com/downloads/html5pack.html) eklentiyi kurduğunuz zaman html5 de kod yazmaya başlayabilirsiniz.

Visual Studio 2010 da kullanmak için öncelikle güncel bir programa sahip olduğunuza emin olmalısınız. Onun için Microsoft’un sitesinden Visual Studio web sayfasında bulunan (http://visualstudiogallery.msdn.microsoft.com/a15c3ce9-f58f-42b7-8668-53f6cdc2cd83) güncelleştirmeleri tamamlamalısınız. HTML5 intellisense desteğinden yararlanmak istiyorsanız, buradaki bağlantıdan HTML5.msi (http://visualstudiogallery.msdn.microsoft.com/d771cbc8-d60a-40b0-a1d8-f19fc393127d ) setup’ı indirip kurmalısınız.
Tools->Options->Text Editor->HTML->Validation kısmında "target" bölümünden "HTML5" i seçmelisiniz.

2 Haziran 2011 Perşembe

Bana gelen bir maili paylaşıyorum:)

Merhaba Cansu ATACAN,

Benim adım Hamsi. Hani geçenlerde büyütmediğin, yarım bıraktığın hamsi.

Beni bilirsin. Hayatı dolu dolu yaşamak isteyen, enerjik bir balığımdır. Hızlı geçen zamana çok şey sığdırmaya çalışırım. Aileme bağlılığımla ünlüyümdür. Bir günümü onlardan ayrı geçirmek istemem. Bizde bir efsane vardır. Bana büyük büyük babam anlatmıştı. Ona da büyük büyük babası anlatmış.

Çok uzun seneler önce, denizler kir tutmaz, güneş havayı kirletmez iken, su dünyasının incileri bizlermişiz. Bütün balıklar kendilerini görebilmek için bizim yüzeyimizdeki yansımalarına bakarlarmış. Geceleri bir yandan karaya yakın yerlerde yüzerken, sırtımızdan yansıyan ay ışığıyla parıldarmışız.

İşte bu kadim güzelliğimiz, parlaklığımızmış koca koca teknelerin aklını başından alan… Daha büyümeden, bizi avlamışlar ve şimdi soyumuz tükenmeye başlamış, annem öyle dedi.

Lütfen henüz yavruyken bizi avlamalarına izin verme. Görmüyor musun geleceğimiz tehlikede? Duyduğuma göre, 21 Haziran'da benim ve diğer türden balık kardeşlerimin avlanma boyumuz hakkında karar alacaklarmış. Hala vakit var. Bizden vazgeçmeyeceğini biliyoruz.

Aslında bir süre önce bazılarınızla anlaşmaya vardık. Ne yapalım ne edelim diye düşünürken, birçok türden balık arkadaşlarımızla birlikte Greenpeace'e gittik ve konuştuktan sonra bizim hayatımızı kurtaracak, 'Seninki kaç cm' adında bir kampanya başlattılar. Sen de bizim için imza atmışsın, haberini aldık. Sana minnettarız. Ama yetmez. Beni büyütmeden yarım bırakmışsın. Şimdi beni büyütmeye devam et.

Sevgiler
Hamsi

1 Haziran 2011 Çarşamba

Baba ve Kız Aşkı

Dogmanizi bekleyendir. Kiz dogarsaniz ona aşik olacaginizi bilendir. Sizin doymaniz gereksinmelerinizin karşilanmasiyla yillar boyu calişip alin teri dokendir. Yillar sonra size erkek gozuyle bakip şekillendirendir. "bak kirmizi yakişiyor sana" "kesme saclarini makyaj da yapma senin dudaklarin zaten cok kirmizi..." sonra yavaş yavaş hayati ogretmeye başlar..
Sanati anlatir. Resim yapmayi fotograf cekmeyi kesip bicmeyi (kendini kaptirip testere mengene tahta oyma işlerini de dahil edebilir...) "hayatta her ne varsa" onu ogretmeye girişir buyuk bir cocuk sevinciyle..


icki icmeyi ogretir "bana bak sokakta icip de sapitma diye ogretiyorum bunu tamam mi? Annene soyleme ikimizi de keser!!". Cakirkeyf nedir sizmak nedir tadinda birakmak nedir..

Elinizde kadehler ozel istegiyle giyilmiş abiye giysiniz ve onun takim elbisesiyle dans edersiniz bir şarkidasanki olacaklari bilir gibi.. (bkz: without you) (mariah carey) sonra "bu başlangicti" deyip degişik muziklerde butun danslari ogretir..

Kivirtmayi ogretir sonra. Erkek tavlamayi ogretir. "bana bak kadin isterse alir erkek kacamaz. Kadin istemiyorsa erkek kendini yirtip başina gecirsin olmaz". Erkekligin sirlarini tecrubesini kullanarak ilk defa bir kadina verir. Ve der ki "hayati ogrenmen adina sana bu soylediklerim icin sen cok gencsin ama ben sana cok gec'im".

kendi evinde oraya buraya notlar yazar "kapali baca acmadan sobayi yakmayin". "banyo dolabi her an duşebilir asilmayin". "ben olebilirim ustume gelmeyin". Gideceginiz saatte kapiya asili bu notu bulur gulerken apartmana rezil olursunuz..

Guzelden anlar baba estetikten anlar. Zevk sahibidir. Yaz gelince ruhen yaşliligini kabul etmedigi icin boyadigi o boncuk siyahi saclariyla bembeyaz ketenlerini ceker ustune kiz tavlar delirtir. "yetmişine merdiven dayadin be !" dedirtir. Capcanli ve hayattadir baba.


Sonra birgun Allah tarafindan bileti kesilenler sinifina dahil edilir. Tam da o genckiz yetişmeye başlamişken sorular soracakken cevaplari yokken gercek tedavisi bulunamamiş bir hastalik olur. Hastanede yemin eder "gitmeyecegim seni birakip" diye. Cok yaşlidir tukenmiştir. Bitmiştir.

Bir sabah olum haberi gelir. Kiz.. Kalakalir.. Ne desindir? Gitmiştir baba.. Olmuştur.. Ve hayatin bir donum noktasidir bu.. Derin derin solusa da ne kadar hapsedebilir baba'yi artik?
Bir kiz icin onsuz kalan soru işaretleri ve aciklamasiz ayetlerle... Oylece.. Birakir gider... Gider....
ben boyle dunyaya ciksam beni yerler
saklanmaliyim cikmamaliyim gunese
sakinmali beni baba m her gozden
nerdesin? sen nerdesin? oynar gibi rol keserken herkes
sanki hicbir sey olmamis gibi uyurken bana dair bilincleri
sen nerdeydin ellerinde olurken bana ait hersey..?

simdi sen gittikten sonra
kimse kalmamisken yani
terkedilmis bir anayurda donmek gibi
bombos ve karanlik
ilgilenilmemis bosverilmis oksuz bir asil'a donus var
senin varliginla lekelenmiş sahip oldugum en buyuk mucize
en buyuk muze belki yaşadigim
korkarim
ozlemin basmaliydi beni gel-gitlerde karaya vuran seller gibi
varolmasi gereken gucunun etkisiyle
bogmaliydi beni gozyaşlarina bu ayrilik ..
her ayrilik bir bitiş demek degildir.
ayrilmişiz
bitmiş
aci da yok
gozyaşi da.

kabul etmek zor aslinda

oyle bitmişiz ki
ben ben oldugumdan beri bilmemişim boyle oksuzluk hissi.
istersen kalirim
göreceksin
degismeyecek hicbir sey..

sen suskunlugunu kaftan giymiş prens..

gitmeliyim şimdi
izlemeliyim hayatimi ve kendimi
yol diye bildigim us ve iz diye bildigim
her ipucu beni bekler...