20 Ocak 2011 Perşembe

KARTALIN YENİDEN DOĞUŞU!

Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zor bir kararı vermek zorundadır. Kartalın yaşı 40′a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartalın burada iki seçimden birisini yapması gerekir.
Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir. Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer.
Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir. Kendi yaşamımızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız. Zafer uçuşunu sürdürmek için, bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden ve anılarımızdan kurtulmak zorundayız. Ancak geçmişin gereksiz safhasından kurtulduğumuzda, deneyimlerimizin yeniden doğuşumuzun getireceği olağanüstü sonuçlardan tam olarak yararlanabiliriz.


“Geride kalanları unutmak ve önümüzde bizi bekleyenlere

ulaşmak için hedefinize doğru ilerleyin”

19 Ocak 2011 Çarşamba

Dengesizliğin Adı: Aşk

Dengesizliğin Adı: Aşk!

Her akşam yalnızlığımla, sen varmışçasına uyuyorum
Her dudağını öpüşümde, içimde durulmayan depremler
Her an gideceksin endişesiyle, fırtınalar kopar kalbimde
Ve her yüz yüze geldiğimizde sana bunları hissettirmemek için
Kahkahalarla gülüyorum
Görmesen de gözyaşlarımı
Taşıyor denizlerim
Kıskançlıktan boğuluyorum
Ve her sana gelişimde
İçimde volkanlar alevlenir
Lavlarım akar dağlarımdan

Bu yüzden kimi zaman
Patlamak üzere bir yanardağ
Kopmak üzere fırtına
Sarsıntılı bir deprem olabilirim
Sana anlamsız ve karmaşık gelebilirim
Bu içimdeki doğallığın intikamı
Ve bu dengesizliğin adı AŞK


Feray Dayaç